İyi bir SEO uzmanı olmak için Google’yi ve diğer arama motorlarını iyi tanımak gerekir. Google’yi iyi tanımak için web’i çok iyi bilmek gerekir. Web’i çok iyi anlamak için kodlara hakim olmak gerekir. (Bu tamamen benim düşüncem farklı düşünenler olacaktır, saygım var tartışabiliriz.) En azından ön yüzde (front-end) yer alan kodlara. Çünkü tüm bunlara hakim olduğunuzda aslında en başa dönmüş olursunuz. Yani, Google’ı (teknik açıdan) aslında şimdi tanımış, öğrenmiş ve anlamış olursunuz. Ne demek istiyorum?
Kullanıcılar, Google’dan Ne İstiyor?
Bir Google kullanıcısı kısa ve öz olarak aradığı şeye ulaşmak ister. Bunu yaparken de zaman kaybı yaşamak istemez. Dijitalleşen dünyamızda her şeyin bizim için hızlı gerçekleşmesini istiyoruz çünkü zamanımız çok değerli ve zaman kaybına tahammülümüz yok. Hal böyle olunca Google’da kullanıcılarını memnun etmek maksadıyla web de taramış olduğu sayfaları doğru bir şekilde kullanıcısına ulaştırmak için çeşitli algoritmalar geliştirmiştir ve geliştirmeye devam ediyor. Böylece kullanıcıların Google’dan istediği sonuçları alması her geçen gün daha iyiye gidiyor diyebiliriz. Bugün arama motorları arasında Google’nin %85’lik bir popülaritesi varsa bunun sebebi kullanıcılarını memnun edebiliyor olmasıdır.
Google, Neden Optimizasyon Yapmamızı İstiyor?
Örnek üzerinden ilerleyelim. Örneğin, “x” bir arama sorgusu var ve bununla ilgili herhangi bir web sayfası yok, olmadığı içinde google tarafından indekslenip dizine eklenmemiş. Bu minvalde google kullanıcılara istediği sonucu veremeyecektir. Sonucu alamayan kullanıcı Google’da istediğini bulamaz ve mutsuz ayrılır. Burada sadece istediğini bulamayan kullanıcılar değil aynı zamanda bir web sitesine tıklayıp sayfası bir türlü yüklenmek bilmeyen siteden ayrılan kullanıcılar da dahildir. Bütün bu optimizasyonları yapmamızı isteyen google’nin en istemediği durumdur, kullanıcıların mutsuz ayrılması. O yüzden bize çeşitli veri analizi araçlarını (Analytics, GSC, Adwords, PageSpeed Insight vs.) ücretsiz sunar. Bu sunulan araçlardan yardım alarak kullanıcıların isteğine göre içerik üretmemizi ve onlara zaman kaybı yaşatmadan iyi bir deneyim sunmamızı ister. Ürettiğimiz bu içerikler ise google’ın çeşitli algoritmalarınca yorumlanıp, kalitesine göre arama sonucu (SERP) sayfasında listelenir. Böylece istediğini alan kullanıcı, Google için daha sadık müşterilere dönüşmüş olur.
Google Nasıl Para Kazanıyor?
Google, bir önceki başlıkta belirtmiş olduğum gibi arama sonucu sayfasında listelenen sayfaların üstünde ve altında yer alan reklam alanlarından para kazanıyor. O, yani x arama sorgusunu yapan kullanıcıya istediğini verebileceğini düşünen web siteleri google’a reklam vererek sayfanın belirli yerlerinde (üst ve alt) listelenmek için google’ye para ödüyor. Google o belirlenen arama sorgusunu yapıp reklam veren web sitesinin linkini tıklayan her kullanıcı için reklam veren siteden para alıyor.
Tabii ki Google’nin tek para kazanma metodu bu değil. Fakat bizim için bu para kazanma metodunu biliyor olmamız yeterli, unutmayalım SEO açısından Google’yi tanımaya çalışıyoruz.
Kullanıcılar, Google İçin Ne İfade Ediyor (Neden Önemli)?
“Eğer bir şey ücretsizse ürün sizsinizdir.”
Aslında tamamen bundan ibaret, en azından ticari olarak. Yukarıdaki söze binaen, ilintili olan bir ekleme yapmak istiyorum. “Eğer bir SEO uzmanı değilseniz, yani bizler hariç :), arama sorgularınız karakterinizi yansıtır.” (Burada konuyu başka bir yere çekiyorum, başlığın net cevabını almak isteyen bu paragrafı okumadan bir sonraki paragrafa geçebilir.) Neden böyle düşünüyorum? Çünkü, internette yaptığımız her sorgu, bizim yaptığımız veya yapmak istediklerimize ulaşmak için birer araçtır. (Burası şokomelli) Ülkeniz, devletiniz hatta ve hatta anne-babanız bile sizi bu sorgu verilerine sahip olan arama motorları ve sosyal medya platformları kadar iyi tanıyamaz. Hiçbir zaman. Çünkü internet ortamı aynı zamanda her insanın mahremiyet alanıdır. Bu veriler sayesinde neyden hoşlandığınızı, neyi izlemeyi sevdiğinizi, hangi siyasi görüşte olduğunuzu, hangi kitabı okuduğunuzu, hangi kızdan hoşlandığınızdan tutun gördüğünüz her yerde dislike butonuna bastığınız iğrenç şarkıcının kim olduğunu sadece bu veriler yansıtır. Bu verilerin birilerinin kontrolünde olduğunu bilmek ürkütücü geldi mi? Yani birileri size kendi istediğini vererek kararlarınızı etkileyebilir. Nasıl? Sosyal medya reklamları ile ilgilenenler söylediğimi daha iyi anlayacaktır.
Sosyal medya da reklam verirken, örneğin Facebookta, reklamı göstermek istediğiniz kitleleri siz seçersiniz. Süreç, bu siyasi görüşte olanlara bu reklamı göster gibi ilerler. (Bu reklam metodu geçen dönemki (Trump’ın seçildiği) Amerikan seçimlerinde de sıkça dile getirilmişti.) Yani bir devlet başkanı sizin önem verdiğiniz şeylerle ilgili vaatlerini reklamlar aracılığı ile size sunarak kararınızı etkileyebilir… Özgür yazılım felsefesinin öneminden de bahsetmek isterdim ama çok fazla uzayacağı için burada bırakalım.
Başlığımızın konusuna geri dönecek olursak, bizler (yani arama sorgusu yapıp istediği siteye ulaşmak isteyen insanlar) google için birer veri kaynağıyız. Buna bağlı olarak kullanıcılara çok önem veriyor çünkü bizim sorgularımızı satarak (kabaca) para kazanıyor.
Google’nin Bir Diğer İsteği; Bilgi Çöplüğünün (İnternetin-Webin) Anlamlı Hale Getirilmesi
Google’nin bu isteğinin nedenlerini irdelemeden önce bilmenizin faydalı olacağını düşündüğüm bir bilgi vermek istiyorum. Tüm internet trafiğinin %93’ü arama motorları tarafından sağlanır. Bu %93’lük oranın ise yaklaşık %85’i Google Arama Motoru tarafından sağlanır. Küçük bir matematiksel hesaplamayla, tüm internet trafiğinin yaklaşık %80’inin Google tarafından sağlandığını görüyoruz. Wow!
Google’den bahsederken genellikle kurum olan Google ile ilgili konuştuk. Bir de Google’yi Google yapan algoritmaları ve web sayfalarını taramak için kullandığı botları var. Kullanıcıyı simüle eden bu botlar web sayfalarını ziyaret edip tarayarak ve ayrıca çeşitli algoritmalardan yardım alarak dizinine ekler. Bütün bu süreçte web’de içerik üreten web site sahiplerinin yardımını da ister. Örneğin, daha anlaşılır veriler için Google, Schema dataları kullanır. Algoritmaların daha kolay anlayacağı bir şablonda içerikleri sunmamızı ister ve karşılığında çeşitli özellikleri olan snippetlar ile SERP’de listelenmesini sağlar. Burada kazan-kazan durumu oluşur. Biz web site sahipleri anlamlı veriler veririz, Google ise bizi SERP’de alışagelmiş listelenme hücrelerinden farklı olarak “özellikli” bir şekilde listelemiş olur. Aslında bu daha çok kullanıcılar içindir. Çünkü SERP’de daha anlaşılır bir sonuç oluşturur. Bu “özellikli” snippetlar kullanıcıların ilgisini daha çok çektiği için de daha fazla tıklanır. Böylece biz de dolaylı yoldan kazanmış oluruz. Unutulmaması gerekiyor ki, kullanıcı deneyimi Google için en önemli kriterdir. Doğal olarak Google’de iyi sıralamalar elde etmek isteyen web site sahipleri için de önemlidir. Ama sadece “google böyle istiyor” diye değil kullanıcılara sunduğumuz “iyi deneyim” web sitemize (markamıza) kullanıcıların olumlu bakmalarını ve tekrar gelmelerini sağlar.
Bilgilendirme: Bu yazıda Google’yi işaret ediyor olsam da, duckduckgo (açık kaynak ve reklamsız) hariç bütün arama motorları olarak okuyabilirsiniz.