Nana Komatsu, çok çabuk aşık olan, çevresindeki insanlara bağlanan, saf bir kızdır. Bulunduğu taşradan kurtulup aradığını bulmak için büyük hayalleri olsa da; Üniversite için Tokyo’ya giden erkek arkadaşı Shouji’nin peşinden gitmeye karar verir.
Nana Osaki, profesyonel bir vokalist olma arzusu olan, aynı zamanda yakın arkadaşları ve erkek arkadaşı ile aynı grupta müzik yapan, gururlu, tutkulu bir punk rock vokalistidir. Erkek arkadaşının profesyonel olan bir gruptan teklif alması ve Tokyo’ya gitmesinin ardından bir süre sonra Tokyo’ya gitmeye karar verir.
Aynı trenle Tokyo’ya doğru yola çıkan ikilinin, tesadüfi bir şekilde karşılaşması ve tanışmasının ardından istasyonda yolları ayrılır. Yine ilginç bir tesadüf ile aynı evi kiralamak isteyen ikilinin yolları kesişir ve sonunda aynı evi paylaşmaya karar verirler. Birbirlerini tanıdıkça arkadaşlıkları derinleşmeye başlar. Hayatlarına dahil olacak kırgınlıklar, aşk, müzik ve bir çok engelle olan mücadeleleri onları farklı yollara sürüklemeye başlar..
Nana Bana Kalırsa Kült Animelerden Biri
Punk kültürü, muhteşem müzikler, Tokyo havası, evde içilen biralar, Seven Stars paketleri, arkadaşlıklar, aşk, kalp kırıklığı.. Özellikle Nana ve Ren’in yaşadığı büyük aşk.. Her şey öyle kusursuz bir araya getirilmiş ki. Ai Yazawa’nın elinden çıkmış kült hikayelerden biri kesinlikle. Bütün karakterlerin tarzı, kişilikleri, hikayeleri, her şey o kadar iyi ki; oturup saatler boyu taktıkları kolyeden, birbirlerine olan bakışlarından, sigara içişlerine kadar en ufak bütün ayrıntıları anlatabilirim sıkılmadan. Ama tabii ki bu henüz Nana’yı izlememiş olan okurlarımdan epey bir küfür yiyeceğim anlamına geliyor, biliyorum hehehe. Merak etmeyin spoiler almaktan nefret eden biri olarak siz sevgili otakularıma asla spoiler vermem. Şu kadar söyleyebilirim; onlarla birlikte kalbiniz paramparça olacak, onlarla birlikte sigara yakmak isteyeceksiniz, onlarla birlikte güleceksiniz. Keşke o evin, o masasında ben de oturuyor olsaydım diye içinizden geçecek ve o an kalbiniz acıyacak, biliyorum. Henüz izlemediyseniz, koşun ve izleyin. İzlemiş olduğunuz animeler arasında Nana kesinlikle olmalı.
Punk Müzik, Sex Pistols ve NANA
Animeyi izlerken punk ve rock müziğe doyacaksınız, teminatını veriyorum. Benim şimdiye kadar izlediğim animeler arasında en sağlam müzik altyapısına sahip yapımlarda başta geliyor Nana. Biraz bu müzik türlerine hakimseniz ikonik grup Sex Pistols’ı da tanıyorsunuz demektir. Ren karakterinin Sid Vicious ile benzerliği, punk ruhunun her bölüme ince ince işlendiği mükemmel bir başyapıt. Sex Pistols hayranı olduğum için Nana bir nimet benim için. Müzik anlamında tam not aldı benden. Trapnest ve Black Stones grupları için yapılan her şarkı dinlerken içime işliyor. Bu anime sayesinde Anna Tsuchiya ve Olivia Lufkin gibi başarılı sesleri tanımış oldum ve minnettarım. Anime için seslendirdikleri her şarkı benim için çok değerli gerçekten. Müzik zevklerimiz biraz uyuşuyorsa, büyük ihtimalle paramparça olacaksınız; animeyi izlerken kalbinizde hissettiğiniz o acının üstüne o şarkılar öyle bir giriyor ki.. Ağlayarak izledim Nana’yı, ağlayarak hala şarkılarını dinliyorum. Japonca olmasına rağmen ezbere bildiğim şarkılar arka fonda çalarken, gözlerim dolu dolu yazımı bitirmeye çalışıyorum şuan. Sanırım playlist değişikliğine gitmem gerekecek.. -.-
Favori Karakteri Kim?
Her ne kadar Ren Honjo hayranı olsam da, animede kalbimi en çok acıtan karakter kesinlikle Nobuo Terashima. Ahh Nobu seni kimseler hak etmiyor ama hayat işte.. Nobu için o kadar üzgünüm ki. Kırık kalbin acısını bilenler olarak Nobu’nun askerleriyiz! Ah Nobu üzümlü kekim..seni üzenler ölsün..
Güçlü kadın rock vokalistlerimize gelirsek… Evet Nana ve Reira’ya da aşığım.. Genel olarak bir iki karakter hariç bütün karakterleri gerçekten çok seviyorum. Sevmediğim karakteri bir üst paragraftan anlayabilir izleyenleriniz varsa. Ben daha fazla uzatmadan yazıyı burada noktalıyorum. Aşağıya da Anna Tsuchiya’nın Kuroi Namida şarkısından bir bölüm bırakıyorum ağlayarak.. SAYONARA!.. T-T
Kuroi Namida (Black Tears)
“I can’t count the nights when I’ve hoped tomorrow won’t come
I’ve lost my dreams and my love; lashed by the rain, I’m crying, crying, crying…
What do I need to do
To be able to live as I am, without dressing myself up?
I can’t even believe in myself, so what should I believe in?
The answer is so close that I can’t see it
I cry black tears
I have nothing, I’m so sad
Unable even to put it into words
My whole body begins to ache
I can’t take being alone”